HAKKIMIZDA

Anayasamızın 56.maddesinde “Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir. Devlet herkesin hayatını beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlama; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, iş birliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler” der. Görülüyor ki kanun koyucu çevre sağlığı konusunda toplumun her kesimini kesin dille ödevlendirmiş ve devlete ise denetleme yetkisi vermiştir. Konuyla ilgili olarak Sağlık Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile sivil toplum kuruluşları var gücüyle çalışmalı, belediyeler de çevre kirliğine neden olan unsurları ortadan kaldırmak amacıyla imar planları ve özel projeler planlamalı ve uygulamalıdır. Millî Eğitim Bakanlığı ve Üniversiteler ise Çevre bilincinin çocukluk yaşlarından itibaren geliştirilebilmesi için bireyin sorumlulukları hakkında çalışmalar yapılmalı, farkındalık oluşturulmalıdır. Buradan hareketle çevre sürecinin tek sahibi olmadığı ve sürecin kesinlikle multidisiplin ile çözümlere ulaşılması şartı bulunmaktadır.

Tarihimizde ilk defa koruyucu sağlık hizmetlerinde yazılı olarak çevre sağlığı önlemlerini gündeme alan Osmanlı devletinin büyük hükümdarı Fatih Sultan Mehmet’tir.

Fatih Sultan Mehmet Çevre Koruması ve Sağlığı Vasiyetinin bir bölümünde; “Ben ki İstanbul Fatihi Abdü Aciz Fatih Sultan Mehmet…” Şöyle ki: Bu gayrimenkul atımdan elde olunacak nemalarla, İstanbul’un her sokağına ikişer kişi eyledim. Bunlar ki ellerindeki bir kab içerisinde kireç tozu ve kömür külü olduğu halde günün belirli saatlerinde bu sokakları gezeler. Bu sokaklarda tükürenlerin, tükürükleri üzerine bu tozu dökeler ki, 20’şer akçe alsunlar.” demek suretiyle İstanbul’da oluşabilecek salgın hastalıkları önlemek için küçük sıhhat memurları (sağlık memurları) tahsis etmiştir.

Ülkemizde 1960 yılında kabul edilen Sağlığın Sosyalleştirilmesi Kanunu kapsamında resmi olarak çevre sağlığı eğitimi 1962 yılında Ankara Yenişehir Sağlık Kolejinde başladı. 1972 yılında Dünya Bankası projesine uygun olarak Ankara Keçiören’de ve Diyarbakır’da eş zamanlı olarak iki adet yatılı Çevre Sağlığı Koleji açılmasıyla ivme yapmıştır. Bu kolejlerden Diyarbakır ÇSML 1990 yılında, Ankara Keçiören ÇSK ise 1996 yılında, sonradan açılan İzmir Torbalı SML ise 2002 yılında kapanmış ve artık yatılı yerine gündüzlü öğrenci yetiştirilmiştir. Bu arada 1988 yılında alınan alımlarda Sağlık meslek liselerine Lise mezunu öğrenciler alınarak tamamlama öğrencileri mezun edilerek bu alandaki açık giderilme yoluna gidilmiş ve o dönemde pek çok salgının önlenmesinde etkin rol alınmıştır.

Gelişen şartlar sebebiyle bazı üniversiteler yüksekokullarına Çevre, Çevre Sağlığı, Çevre Kirlenmesi, Çevre Koruma adıyla bölümler kurarak mezun vermeye başlamış ve halen birçok üniversitede söz konusu bölümlere öğrenci alımları olmakta ve mezun verilmekte ve istihdam konusundan sıkıntılar çekilmektedir.

2023 Yılına kadar gelene kadar mesleği temsil eden birkaç mesleki dernek kurulmuştur. Derneğimizin temelleri ise 2014 Yılı Eylül ayında kurulan Çevre Sağlıkçılar Platformuna dayanmaktadır.

O tarihten itibaren sosyal medya üzerinden faaliyet gösteren Platform sonunda 3 Şubat 2023 günü Ankara İl Sivil Toplumla İlişkiler Müdürlüğüne başvurulmuştur.

Tüzüğün onaylanmasından sonra ise 7 Mayıs 2023 tarihinde gerçekleştirilmiş ve 3 Yıllığına mevcut Yönetim Kurulu Seçilmiştir.